Uyku Bozuklukları

Uyku bozukluğu, uyku boyunca görülen davranış ve vücut fonksiyonlarındaki değişiklikler, uyku kalıbında ya da alışkanlığındaki değişimler olarak tanımlanabilir. Artmış gün içi uyku isteği, düzensiz solunum, uykuda yüksek hareketlilik, uykuya dalmada zorluk, ya da bölüntülü uyku gibi sıkıntılar bir uyku bozukluğunu işaret eder. Uyku bozukluğu kişinin genel sağlık tablosunu ve yaşam kalitesini son derece olumsuz etkiler. Doğru teşhis ile tedavi yüksek ölçüde mümkündür.

\"UYKU-BOZUKLUKLARI6\"
Uyku bozukluklarını iki ana – dissomnia ve parasomnia – başlıkta, dissomniayı 6 alt – primer insomnia, primer hipersomnia, narkolelpsi, solunumla ilişkili uyku bozuklukları, sirkadiyen ritim uyku bozuklukları ve başka türlü adlandırılamayan dissomnia –, parasomniayi 4 alt – kâbus bozukluğu, uykuda korku bozukluğu, uyurgezerlik, başka türlü adlandırılamayan parasomnia – başlıkta topluyoruz.

DİSSOMNİALAR

Geniş anlamıyla uykuya dalmayı ya da uykuyu sürdürmeyi zorlaştıran tüm uyku bozukluklarıdır. Bozulan uyku miktarı, kalitesi ve zamanlaması ile kendisini gösterir. Stres, kafein, tein ya da fiziksel sıkıntılar ve gündüz uykusu dışında kalan nedenlerle oluşan ve aşağıda listelenen sıkıntılar oluştuğunda, bir uzman yardımı alınmalıdır.

Primer Insomnia erişkinlerin %10’unda, yaşlıların ise %25’inde görülür. İlaca bağlı, psikiyatrik veya çevresel faktörlere bağlı olmayan uyku problemlerinin genel adıdır.

 Primer İnsomnia DSM-IV-TR’a göre şöyle tanımlanır:

  1. Başlıca yakınma, en az 1 ay süreyle, uykuya dalmakta ya da sürdürmekte güçlük olması ya da dinlendirici olmayan bir uyku uyunmasıdır.
  2. Uyku bozukluğu (ya da eşlik eden gündüz yorgunluğu), klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsa, mesleki alanlarda ya da önemli bir işlevsellik alanlarında bozulmaya neden olur.
  3. Uyku bozukluğu sadece Narkolepsi, Solunumla İlişkili Uyku Bozukluğu, Sirkadyen Ritim Uyku Bozukluğu ya da bir Parasomnia sırasında ortaya çıkmamaktadır.
  4. Bu bozukluk, sadece başka bir zihinsel bozukluk sırasında ortaya çıkmamaktadır (örn. Majör Depresif Bozukluk, Yaygın Anksiyete Bozukluğu, bir delirium).
  5. Bu bozukluk bir maddenin (örn. kötüye kullanılabilen bir ilaç, tedavi için kullanılan bir ilaç) ya da genel tıbbi bir durumun doğrudan fizyolojik etkilerine bağlı değildir.

Primer insomnianın ilaç kullanımı kararından önce evde uyku hijyeni için yapılması gerekenleri şöyle sıralayabiliriz:

  • Kafein ve tein kullanımını azaltın, özellikle akşam saatlerinde kullanmayın
  • Sigara ve alkolden uzak kalın
  • Ağır akşam yemeklerinden kaçının
  • Sabah ve akşamüstü saatlerindeki spor stresi azaltmak için son derece sağlıklıdır, ancak yatmadan önce spor yapmaktan kaçının
  • Gün içinde uyumaktan kaçının, hep aynı saatte yatıp kalkmaya özen gösterin
  • Yatak odanızdaki ısıyı sağlıklı bir dereceye ayarlayın, sessiz ve karanlık olmasını sağlayın

İlaç tedavisi semptomları ortadan kaldırmaya yöneliktir. Sağlıklı bir uyku düzeni oluşturmak için başlangıçta belirli bir süre kullanılır.

 

Primer Hipersomnia, aşırı uyku uyuma hali olarak tanımlanabilir. Kişi uzun epizodlarda uyur. Normal uyku epizodunun %25 ve üstünde olan süreler hipersomnia olarak tanımlanabilir.

 

Primer Hipersomnia DSM-IV-TR’a göre şöyle tanımlanır:

\"primer\"1- Başlıca yakınma, hemen her gün, gündüz uyku epizodlarının olması ya da uyku epizodlarının uzaması ile kendini gösteren ve en az 1 ay (ya da rekürran ise daha kısa bir süre) süren aşırı uykulu olma durumudur.

2- Aşırı uykulu olma durumu, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, mesleki alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında bozulmaya neden olur.

 

  • Aşırı uykulu olma durumu insomnia ile açıklanamaz, sadece başka bir Uyku Bozukluğunun (örn. Narkolepsi, Solunumla İlişkili Uyku Bozukluğu, Sirkadyen Ritim Uyku Bozukluğu ya da bir Parasomnia) gidişi sırasında ortaya çıkmamaktadır ve yeterli miktarda uyku uyunmuyor olmasıyla buna açıklama getirilemez.
  • Bu bozukluk, sadece başka bir zihinsel bozukluk sırasında ortaya çıkmamaktadır.
  • Bu bozukluk bir maddenin (örn. kötüye kullanılabilen bir ilaç, tedavi için kullanılan bir ilaç) ya da genel tıbbi bir durumun doğrudan fizyolojik etkilerine bağlı değildir.

Bu durum rekürran olabilir: En az 2 yıl süreyle yılda birkaç kez olan ve en az 3 gün süren aşırı uykulu olma dönemleri varsa, rekürran olarak not edilir.

Tedavisi zor bir durum olan hipersomnia etkileri açısından araba ya da makine kullananlar için sıkıntı oluşturur. Farmakoterapinin yanı sıra düzenli egzersiz, gün ışığı ve oksijenle temas ve beslenme düzeninin sağlıklı olması hipersomniada mutlak dikkat edilmesi gereken alanlar.

Narkolepsi, aşırı uyku ve uygunsuz zamanlarda da kendini gösteren uyku hali olarak karakterize olan kronik bir uyku bozukluğudur. Gece yeterli derecede uyunmuş olsa bile gün içerisindeki aşırı uyku eğilimi görülür.

 

Narkolepsi DSM-IV-TR’a göre şöyle tanımlanır:

  1. En az 3 ay süreyle her gün ortaya çıkan karşı konamaz dinlendirici uyku ataklarının olması.
  2. Aşağıdakilerden birinin ya da her ikisinin birlikte olması:

(1)   katapleksi (çoğu kez yoğun bir duyguya eşlik eden, birden ortaya çıkan ve kısa süren bilateral kas tonusu kaybı epizodları)

(2)   hipnopompik ya da hipnagojik halüsinasyonlar ya da uyku epizodlarının başında ya da sonuna uyku paralizisinin olması ile kendini gösteren, hızlı göz hareketleri uykusuna (REM) ilişkin öğelerin uyku ve uyanıklık arasındaki geçişe rekürran sızması

  1. Bu bozukluk bir maddenin (örn. kötüye kullanılabilen bir ilaç, tedavi için kullanılan bir ilaç) ya da genel tıbbi bir durumun doğrudan fizyolojik etkilerine bağlı değildir.

 

Semptomların olabilecek en iyi düzeye getirilme süresi kişiden kişiye değişiklik gösterir. Semptomlar çok seyrek olarak tamamen kontrol edilebilir. Farmakoterapinin yanı sıra düzenli uyku/uyanıklık programı, gündüz düzenli kestirme sisteminin oturtulması gibi davranışçı tekniklerin yanı sıra stresi azaltmak, daha çok gün ışığı ve oksijenle temas ederek hareket etmek, kafein, tein, asitli içecekler ve yağlı gıdalardan uzak durmak gibi yaşam biçiminde yapılacak değişiklikler narkolepsi ile savaşmada önemlidir.

Solunumla İlişkili Uyku Bozukluğu, uyku esnasındaki normal dışı solunumun etkisi ile oluşan uykudaki kesintidir. Bu sıkıntıyı yaşayan kişilerin en önemli şikâyeti gün içindeki uykululuk halidir. Uyku apnesi bu konuda bilenen yaygın şikâyettir. Uyku sırasındaki solunum duraklamalarından kaynaklanan ve uyku düzeninin bozulmasına sebep olan önemli bir hastalıktır.

  • Yüksek gürültülü horlama, yorgunluk, aşırı sinirlilik, konsantrasyon bozukluğu, sabah baş ağrısı, uykuda gibi sorunlar uyku apnesinin sonuçları olarak ortaya çıkabilir. Çağımızın önemli rahatsızlıklarından biri olarak kabul edilen uyku apnesi, önlem alınmadığı takdirde ölümle sonuçlanabilme riski olan bir durumdur.
  • Solunumla İlişkili Uyku Bozukluğu DSM-IV-TR’a göre şöyle tanımlanır:
    1. Uyku ile ilgili solunumla ilişkili bir duruma (örn. obstrüktif ya da santral uyku apnesi sendromu ya da santral alveoler hipoventilasyon sendromu) bağlı olduğu yargısına varılan, aşırı uykulu olma durumuna ya da insomniaya yol açan uyku bozukluğu
    2. Bu bozukluk başka bir zihinsel bozuklukla daha iyi açıklanamaz ve bir maddenin (örn. kötüye kullanılabilen bir ilaç, tedavi için kullanılan bir ilaç) ya da başka bir genel tıbbi durumun (solunumla ilişkili bir durum dışında) doğrudan fizyolojik etkilerine bağlı değildir.

    Uyku bozukluklarında tedavi için genel uyku hijyeni, solunumu zorlaştıran yatış şekillerinden kaçınmanın yanı sıra uyku apnesi tedavisinde, hastanın uyku sırasındaki solunumuna yardımcı olan cihazlar kullanılır.

    Sirkadyen Ritim Uyku Bozukluğu, normal saatlerde uyuyup uyanma konusunda sıkıntı yaşanması olarak tanımlanabilir. Vücut saatlerine uyan zamanlarda uyuyup uyandıkları takdirde herhangi bir uyku sıkıntısı yaşamazlar bu bozukluğu yaşayanlar. Herkesin biyolojik ritmi birbirinden farklıdır. Ancak gece saatlerinde uyumamanın melatoninden faydalanma imkânını kullanmamak olduğunu akılda tutulmalıdır.

    Sirkadyen Ritim Uyku Bozukluğu DSM-IV-TR’a göre şöyle tanımlanır:

  • Kişinin içine bulunduğu çevreye göre uyması gereken uyku-uyanıklık düzeni ile sirkadyen uyku-uyanıklık örüntüsünün birbirine uymamasına bağlı olarak ortaya çıkan ve aşırı uykulu olma durumuna ya da insomniaya yol açan, sürekli ya da rekürran olan bir uyku bozukluğu örüntüsü.
  • Bu uyku bozukluğu klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, mesleki alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında bozulmaya neden olur.
  • Bu bozukluk sadece başka bir Uyku Bozukluğu ya da zihinsel bozukluk sırasında ortaya çıkmamaktadır.
  • Bu bozukluk bir maddenin (örn. kötüye kullanılabilen bir ilaç, tedavi için kullanılan bir ilaç) ya da genel tıbbi bir durumun doğrudan fizyolojik etkilerine bağlı değildir.

4 tipi vardır:

\"UYKU-BOZUKLUKLARi7\"Gecikmeli Uyku Evresi Tipi: İstenen daha erken bir saatte uykuya dalamama ve uyanamama ile belirli olmak üzere uykuya dalma ve uyanma saatlerinin sürekli bir biçimde geç olması

Jet Lag” Tipi: Birden çok zaman dilimini geçerek seyahat edildiğinde ortaya çıkan, içinde bulunulan zamana göre günün uygunsuz saatlerinde aşırı uykulu ve uyanık olma durumu

Değişen Mesai Saatleri Tipi: Gece mesaisi ya da mesai saatlerinin sık değişmesiyle birlikte asıl uyku dönemi sırasında insomnia ya da asıl uyanıklık dönemi sırasında aşırı uykulu olma durumunun ortaya çıkması.

Belirlenmemiş Tip: (Örn. önekaymış uyku evresi, uyku uyanıklık örüntüsü 24 saat olmayan, düzensiz uyku-uyanıklık örüntüsü ya da diğer bir belirlenmemiş örüntü)

 

Uyku hijyeninin, neden belirli saatlerde uyuyup uyanmanın gerekli olduğu ile ilgili bilgi ve içgörünün oluşturulması, uykuyu başlatmak ya da bitirmek için ışık terapisi, uyku fazı kronoterapisi ile başlangıçta uyku döngüsünü doğru eksene oturmak için kullanılacak farmakoterapi ile oluşturulan kombine tedaviden sonuç alınır.

Başka Türlü Adlandırılamayan Dissomnia, özellikle son dönemler sıklıkla “Huzursuz Bacak Sendromu” ile öne çıkmaktadır. Huzursuz Bacak Sendromu bacakların uyuşma, karıncalanma, rahatsızlık, huzursuzluk neticesinde karşı konulamayan bir hareket ettirme ihtiyacıdır.  Bacakları hareket ettirmek, yürümek bu sıkıntıyı, bu olumsuz duyguyu geçici olarak ortadan kaldırır. Özellikle geceleri, uykuya geçiş ve/veya uyku halinde kötüleşen bu sıkıntı uyku bozukluğunu tetikler.

Başka Türlü Adlandırılamayan Dissomnia DSM-IV-TR’a göre şöyle tanımlanır:

Başka Türlü Adlandırılamayan Dissomnia kategorisi, herhangi özgül bir Dissomnianın tanı ölçütlerini karşılamayan insomnialar, hipersomnialar ya da sirkadyen ritim bozuklukları içindir. Örnekleri arasında şunlar vardır:

    1. Çevresel etkenlere (örn. ses, ışık, sık bölünmeler) bağlanabilen, klinik açıdan önemli insomnia ya da hipersomnia yakınmaları
    2. Süregiden uyku yoksunluğuna bağlanabilen aşırı uykulu olma durumu
  • “Huzursuz Bacak Sendromu”: Bu sendrom, bacakları ya da kolları hareket ettirme isteğinin yanı sıra ürperme, yanma, karıncalanma ya da gidişme olarak tanımlanan rahatsız edici duyumlarla belirlidir. Rahatsız edici duyumlardan kurtulma çabasıyla ekstremiteler sık sık hareket ettirilir. Kişi istirahatteyken, akşamları ya da geceleri semptomlar kötüleşir, hareketle birlikte geçici bir düzelme sağlanır. Rahatsız edici duyumlar ve ekstremite hareketleri uykuya dalmayı geciktirebilir, kişiyi uykusundan uyandırabilir ve gündüzleri uykulu olmaya ya da yorgunluğa yol açabilir.
  • Periyodik bacak ve kol hareketleri: Periyodik bacak ve kol hareketleri, özellikle alt ekstremitelerde ortaya çıkan, yineleyen düşük amplitüdlü kısa bacak ya da kol atmalarıdır. Bu hareketler uykunun başlangıcına yakın bir dönemde başlar ve hızlı göz hareketlerinin olmadığı (NREM) evre 3 ya da 4 uykusunda ve hızlı göz hareketleri (REM) uykusunda azalır. Hareketler genellikle ritmik olarak 20-60 saniyede bir ortaya çıkar ve yineleyen kısa uyanıklıklar buna eşlik eder. Kişiler, çoğu zaman, bu gerçek hareketlerin farkında değildirler ancak hareketlerin sayısı çok fazla ise insomnia, sık sık uyanma ya da gündüz aşırı uykulu olma yakınmaları getirebilirler. Kişilerin periyodik bacak ve kol hareketleri, huzursuz bacaklar sendromu olan kişilerin büyük bir çoğunluğunda ortaya çıkar, ancak huzursuz bacaklar sendromunun diğer semptomları olmaksızın da ortaya çıkabilirler.
  • Klinisyenin bir Dissomnia olduğu sonucuna vardığı ancak bunun primer mi, genel tıbbi bir duruma mı bağlı olduğunu, yoksa madde kullanımının mı buna yol açtığını belirleyemediği durumlar.

Özellikle huzursuz bacak sendromunda her üç hastadan birisinde genetik temel vardır. Demir eksikliği anemisi, şeker hastalığı, gebelik ya da kanser gibi hastalıkların da araştırılarak, varsa, tedavisi önemlidir. Sebebi belirlenemeyen durumlarda farmakoterapinin yanı sıra alınacak psikoterapiden çok, hafif egzersiz, ılık duş, masaj gibi yöntemlerin de geçici de olsa faydalı olduğu bir gerçektir.

PARASOMNİALAR

P\"PARASOMNiaarasomnia, uykuya geçişte, uyku esnasında, uyku epizodları arasında ya da uyanma esnasında oluşan normal dışı ve doğal olmayan hareket, davranış, duygu, algı ve rüyalar olarak tanımlanabilir.  Kâbus, Uykuda Korku, Uyurgezerlik ve Başka Türlü Adlandırılamayan Bozukluklar olarak detaylandırılır.

Kâbus Bozukluğu,  rüya anksiyetesi bozukluğu diye de adlandırılır. Uykuda sıklıkla kâbus görme olarak tanımlanır. Hemen herkes kâbus görür, ancak bu bozukluğa sahip kişilerin kâbus görme sıklığı çok yüksektir.

 

Kâbus Bozukluğu (Rüya Anksiyetesi Bozukluğu) DSM-IV-TR’a göre şöyle tanımlanır:

  1. Asıl uyku döneminden ya da gündüz alınan uykulardan, genellikle sağkalıma, güvenliğe ya da benlik saygısına tehdit içeren, uzun süreli ve ileri derecede korkutucu rüyaları ayrıntılarıyla anımsayarak tekrar tekrar uyanma. Bu uyanmalar genellikle uyku döneminin ikinci yarısında ortaya çıkar.
  2. Kişi korkutucu rüyalarından uyanır uyanmaz yönelimi yerine gelir ve uyanık olur (Uykuda Korku Bozukluğunda ve epilepsinin bazı şekillerinde görülen konfüzyon ve yönelim bozukluğunun tersine).
  • Rüya yaşantısı ya da uyanma sonucu ortaya çıkan uyku bozukluğu klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsa, mesleki alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında bozulmaya neden olur.
  • Kâbuslar sadece başka bir zihinsel bozukluk sırasında (örn. bir delirium, Travma Sonrası Stres Bozukluğu) ortaya çıkmamaktadır ve bir maddenin (örn. kötüye kullanılabilen bir ilaç, tedavi için kullanılan bir ilaç) ya da genel tıbbi bir durumun doğrudan fizyolojik etkilerine bağlı değildir.

\"pic_parasomnia\"

Bir uzmana başvurmadan önce hayatınızdaki stresi azaltmak, yaşamınızı daha keyifli bir hale getirmek, gece yatarken hep olumlu düşünceler içinde olmak ve standart uyku hijyeni mutlak uygulanmalıdır. Yaşamınızdaki stresi azaltma ve genel anlamda yaşamınızı daha doyumlu hale getirme konularında bir terapist ile çalışmak size ciddi adımlar attıracaktır. Bu bozukluk ile baş etmek için psikoterapi son derece başarılı sonuçlar verir.

 

Uykuda Korku Bozukluğu, uyku terörü olarak da adlandırılır. Uykunun başlangıç evrelerinde oluşan bu bozukluk, kişinin dehşet duygusunu kuvvetle hissetmesi neticesinde oluşan çığlık atma, taşikardi, hızlı soluk alıp verme, terleme ve kafa karışıklığı ile karakterizedir. Kişi bu süreçte dışarıdan geçen uyaranlara tepki vermez.

Uykuda Korku Bozukluğu DSM-IV-TR’a göre şöyle tanımlanır:

  • Genellikle asıl uyku döneminin ilk üçte birinde ortaya çıkan ve yersiz bir korku içinde çığlık atmayla başlayan, yineleyen, birden uykudan uyanma epizodlarının olması.
  • Her epizoda yoğun bir korku ve taşikardi, hızlı soluk alıp verme ve terleme gibi otonomik uyarılma bulguların olması
  • Epizod sırasında başkalarının kendinsin rahatlatmak için gösterdiği çabalara karşı görece tepkisiz kalma.
  • Ayrıntılı bir rüya anımsanmaz ve geçirilen epizod için amnezi vardır.
  • Bu epizodlar, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsa mesleki alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında bozulmaya neden olur.
  • Bu bozukluk bir maddenin (örn. kötüye kullanılabilen bir ilaç, tedavi için kullanılan bir ilaç) ya da genel tıbbi bir durumun doğrudan fizyolojik etkilerine bağlı değildir.

Birçok vakada yaşamsal genel konforun oluşturulması, stresi azaltmak ve yaşamdaki streslerle sağlıklı baş etme tekniklerini öğreneceğimiz psikoterapi ve ilaç tedavisi ile sonuç alınabilmektedir.

 \"parasomnia_bed\"Uyurgezerlik Bozukluğu,somnambulism olarak da adlandırılan, uyku epizodunun başlarında normal şartlarda uyanıklık halinde yapılan yatakta oturmak, yürümek, temizlik ya da yemek yapmak gibi hareketlerin vuku bulmasıdır. Uyurgezer bu durumdayken dışarıdan gelen uyaranlara tepki vermez ve uyandığında da süreci hatırlamaz.

 

Uyurgezerlik Bozukluğu DSM-IV-TR’a göre şöyle tanımlanır:

  • Genellikle asıl uyku döneminin ilk üçte birinde ortaya çıkan, uyku sırasında yataktan kalkma ve gezinme epizodlarının tekrar tekrar ortaya çıkması.
  • Kişi uyurgezerken, boş ve gözünü dikip bakar, başkalarının kendisiyle iletişim kurma çabalarına karşı oldukça tepkisiz kalır ve ancak büyük bir zorlukla uyandırılabilir.
  • Kişi, uyandıktan sonra (ister uyurgezerlik epizodundan olsun, isterse ertesi sabah olsun) o epizodu anımsamaz.
  • Uyurgezerlik epizodundan uyandıktan sonraki birkaç dakika içinde zihinzel etkinlik ya da davranışlarında herhangi bir bozukluk olmaz (başlangıçta kısa süreli bir konfüzyon ya da yönelim bozukluğu dönemi olsa da).
  • Uyurgezerlik, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, mesleki alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında bozulmaya neden olur.
  • Bu bozukluk bir maddenin (örn. kötüye kullanılabilen bir ilaç, tedavi için kullanılan bir ilaç) ya da genel tıbbi bir durumun doğrudan fizyolojik etkilerine bağlı değildir.

Tedavide öncelikle ev ortamında alınması gereken önlemler alınmalıdır;  yeterli uyku alınmalı, uykudan önce gevşeme egzersizleri yapılmalı, uyunan mekân zarar verici objelerden arındırılmalı, uyku için yer yatağı gibi alçak yerler tercih edilmeli, kapı ve pencereler kapatılmalı, camlar kırılmayacak şekilde önlem alınmalı, cam ve kapılara alarm takılmalıdır. Eğer durum kişinin ya da çevresindekilerin zarar alacağı boyuttaysa, ilaç tedavisine karar verilir.  Rahatlama teknikleri ve imajinasyon psikoterapinin bu durumda kullandığı önemli tekniklerdir. Uyurgezerliğin oluştuğu zamandan 15-20 dakika önce kişiyi uyandırmak da uyurgezerliğin oluştuğu epizod boyunca kişiyi uyanık tutmak ise bir diğer sonuç alınan yöntemdir. 

Başka Türlü Adlandırılamayan Parasomnia, diğer uyku bozukluğu kategorilerine sokulamayan, uyku ve uyanma esnasında oluşan normal dışı davranışlar olarak kısaca tanımlanabilir. Bu sınıfta sen sık rastlanan, halk arasında “karabasan” olarak ifade edilen uyanırken de süren uyku felcidir. Uyku ile uyanıklık arasındaki “kısa devre” olarak adlandırabileceğimiz bu durum, uykudan uyanmamıza rağmen REM uykusundaki fizyolojik felç halinin uyanır uyanmaz çözülmemesine bağlıdır. Basit olarak uykudan uyandığımız anda beynin uyanması, ama vücudun uyanmaması olarak açıklanabilir. Uyku felci, rüya gören bir kişinin rüyasında yaptığı hareketleri aynen yapmasını engellemek için REM uykusu süresince gereklidir. İşte bu uyku ile uyanıklık arasında oluşan, saniyelerle ifade edilen, nadiren birkaç dakika süren, karabasan olarak da adlandırılan durum, uyku felcinin uyanıklığa geçerken devam etmesinden başka bir şey değildir.

Başka Türlü Adlandırılamayan Parasomnia DSM-IV-TR’a göre şöyle tanımlanır:

Başka Türlü Adlandırılamayan Parasomnia kategorisi, uyku ve uyku-uyanıklık arasındaki geçişler sırasında, olağandışı davranışsal ya da fizyolojik olayların olması ile belirli olan, ancak daha özgül bir Parasomnia için tanı ölçütlerini karşılamayan bozukluklar içindir.

  • Örnekleri arasında şunlar vardır:
    1. REM uykusu davranış bozukluğu: Hızlı göz hareketleri (REM) uykusu sırasında ortaya çıkan ve sıklıkla şiddete başvurmanın olduğu motor etkinlik. Uyurgezerlikten farklı olarak bu epizodlar gecenin daha geç saatlerinde ortaya çıkma eğilimi gösterir ve rüya canlı bir biçimde anımsanır.
    2. Uyku paralizisi: Uyanıklık durumu ve uyku arasındaki geçiş sırasında istemli hareketler yapamama. Bu epizodlar uykunun başlangıcında (hipnagojik) ya da uyanma ile birlikte (hipnopompik) ortaya çıkabilirler. Bu epizodlara genellikle aşırı bir anksiyete ve bazı durumlarda ölüm korkusu eşlik eder. Uyku paralizisi çoğunlukla Narkolepsinin bir yan semptomu olarak ortaya çıkar.
    3. Klinisyenin bir Parasomnia olduğu sonucuna vardığı ancak bunun primer mi, genel tıbbi bir duruma mı bağlı olduğunu, yoksa madde kullanımının mı yol açtığını belirleyemediği durumlar.
  • Uykuda olup bitenleri gerçekmiş gibi yaşandığı REM Uykusu Davranış Bozukluğu’nda tedavi kesin ve etkilidir. Teşhiste yaşanan sıkıntılar aşıldıktan sonra kullanılacak ilaçlar uygun dozda ve ömür boyu kullanıldığı müddetçe sıkıntı olmaz. Uyku hijyeninin yanı sıra sağlıklı ve düzenli bir uyku ile uyunan mekân zarar verici objelerden arındırılmalı, uyku için yer yatağı gibi alçak yerler tercih edilmeli, kapı ve pencereler kapatılmalı, camlar kırılmayacak şekilde önlem alınmalı, cam ve kapılara alarm takılmalıdır.

    Uyku Paralizisinde ise farmakoterapi uygulanmalıdır.

    \"85562063\"

    Sadece dinlenmek değil, yaşamdaki yenilenmemizin, gün içinde yaşadıklarımızın işlenmesinin zamanı olan uyku en önemli besin kaynaklarımızdan birisidir. Sağlıklı bir uyku uyanık olduğumuz süreyi sadece fiziken değil, zihinsel olarak da sağlıklı geçirmemiz için çok önemlidir. Sağlıklı bir uyku için günü doğru şekilde geceye bağlamayı alışkanlık haline getirmek, uyku hijyenini sağlamak, belirli bir saatten sonra yemek yememek, alkol ve sigaradan uzak durmak, akşam saatlerinde kafein ve tein kullanmamak, asitli içeceklerden uzak durmak, korku ve gerilim filmleri izlememek, televizyon izlerken uyumamak alışkanlık haline getirebilecekleriniz arasındadır.

    Doğru saatlerde ve doğru şekilde uyunan bir uyku size günü doğru, sağlıklı ve verimli geçirtecektir.

    Dr.phil. R. Meltem KAVCAR SIRMALI