Yeme bozuklukları; vücut ağırlığı takıntısı, vücudun şekli ile ilgili olumsuz düşünceler ve beraberinde getirdiği duygulanım bozukluklarının olduğu bir durumdur.
Son yıllarda gelişmiş batı ülkelerinde ciddi bir hasta grubu oluşturan bir Yeme Bozukluğu da Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu ’dur. Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu olan kişiler vücut şekilleri ve kilolarına takıntılı olmalarına rağmen yemelerini kontrol edemez ve sıklıkla fazla miktarda yerler. Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu olan kişilerin büyük bir kısmı obezdir. Ancak Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu’nun obeziteden önemli farkları vardır. Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu olan kişiler streslerini, duygularını, duygudurum zorluklarını yönetmenin bir yöntemi olarak yemek yerler. Ancak yediklerini farklı yollardan çıkartmak gibi bir kaygıları yoktur. Sadece yerler. Diğer Yeme Bozuklukları gibi Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu da genellikle kadınlarda görülür.
Tüm Yeme Bozukluklarının tedavisinde olduğu gibi Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu’nda da, sağlıklı bir beslenme çizelgesinin oluşturulmasının akabinde yeni beslenme biçimine geçilmeden, psikoterapi gerekli yöntemlerle devreye girer. Psikoterapi diğer eşleşen problemlerin de işlendiği, ancak esas olarak kişinin yeme davranışı ile ilgili oluşturmuş olduğu yanlış düşünce kalıplarının ve olumsuz beden algısının bilişsel-davranışçı terapilerle değiştirilmesine dayanır başlangıçta. Psikoterapinin oluşturulmasında dinamik yaklaşımın da önemi büyüktür. Yeme Bozukluğunu oluşturan bilinçaltı çatışmaların bilince çıkartılarak kişiliğin sağlıklı ve özgür gelişmesinin sağlanması çok önemlidir. Bireysel terapinin yanı sıra mutlak aile terapisi de tedavi protokolünde yer almalıdır. Psikoterapinin gerektiğinde destekleyicisi psikofarmakoterapidir.
Dr.phil. R. Meltem Kavcar Sırmalı