Yaşadıklarımız karşısında bazılarımız yıkılır kalır, bazılarımız ise yalpalasak bile sıkıntıların içinden silkinip tekrar kalkarız, hem de düşmeden öncesine göre daha da güçlenerek.
Yere düşüp kalanlarla düşmelerine rağmen tekrar kalkmayı başaranlar arasındaki farklar ne o zaman? Neden bazılarımız düştüğümüz yere yapışıp kalıyoruz, dünya başımıza yıkılıyor da neden bazılarımız küllerinden yeniden doğuyor?
Son senelerde diğer disiplinlerde kullanılan rezilyans terimi psikolojide de kullanılmaya başladı. Bir strese maruz kalan maddenin tekrar eski formuna dönebilmesi demek olan rezilyans, psikolojide yılmamak, çabuk iyileşmek, zorlukları yenme gücü, kısacası psikolojik dayanıklılık anlamında kullanılmaya başlandı.
Zorlu hayat olayları karşısında psikolojik dayanıklılık sergileyen bu resilyan insanların diğerlerinden farkları ne peki? Bu insanlar hayatlarını değiştiren zor olaylarla nasıl başa çıkıyorlar?
Sevdiğimiz birinin ölümü, iş kaybı, aşkımızın bizi terk etmesi, bir terör saldırısı gibi zorlu yaşam deneyimleri başa çıkılması zor yaşanmışlıklardır. Birçoğumuz böyle zorlu yaşam deneyimleri karşısında güçlü duygu refakatleri ve ciddi güven sarsıntıları yaşarız. Ancak yine de zaman içinde bazılarımız bu zorlu yaşam durumlarına ve stresli koşullara bir şekilde adapte oluruz. Hayat zorlukları, travmalar, yaşamsal tehditler, ailevi problemler, ikili ilişkilerdeki problemler, ciddi sağlık sıkıntıları, iş yerindeki çatışmalar, uğradığımız haksızlıklar, ekonomik zorluklar gibi ciddi stres kaynakları karşısında iyi uyum sağlayabiliyorsak, dayanıklılık sergileyebiliyorsak hayatı diğerlerine göre daha doğru algılıyor ve yaşıyoruz demektir. Bu zorlu kriz dönemlerinde kendimize acıyarak kendimizi bırakmak ve kurban rolü üstlenmek yerine olumsuzlukları yöneterek en az zararı alarak, dayanıklılaşarak süreçlerden çıkabiliyorsak psikolojik dayanıklılığa sahibiz demektir.
Sıra dışı bir özellik değil aslında resilyans. Zorlu olaylardan sonra birçok insan bu beceriyi göstererek hayatlarını yeniden düzene koyup kendilerini toparlıyorlar. Yılmamayı başaran insanların hayatlarında zorluk yaşamadıklarını düşünmeyin. Psikolojik dayanıklılığa giden yol ciddi duygusal zorluklar, travmalar içerir.
Rezilyan insanlar her krizden sonra asıl hallerine dönüp bu yeni deneyimlerden öğrenip doyumlu bir hayat sürebilirler. Dayanıklı olmayan insanlar ise zorlu hayat olayları esnasında ve sonrasında çevreleri ile kavga eder, alkole ya da başka maddelere başvurur ya da güçsüzlüklerinden dolayı kendilerini değersiz bulur hayattan istifa ederler.
Psikolojik dayanıklılık doğumla gelen bir özellik değildir. Öğrenilebilen davranış, düşünce ve eylemlerden oluşur.
Fiziksel, duygusal ve zihinsel dayanıklılık resilyan olmanın boyutlarıdır. Sadece bir yöndeki özelliğimiz, bizi zorlu hayat olayları karşısında dayanıklı kılmaz. Fiziksel olarak esnek, dayanıklı, güçlü ve sağlıklı olmak zorluklar karşısında bedenen ayakta durmamızı sağlar. Geniş bir bant aralığında duyguları hissedilmek, esnek olmak, olumluya odaklanmak, karmaşık duygularımızı tanıyıp, ayrıştırıp düzenleyebilmek, sağlıklı ilişkiler kurmak, bir durum karşısında duygusal direnç geliştirip tepkisel davranmak yerine içsel huzurumuz ile yaşadıklarımıza kabul gösterebilmek psikolojik dayanıklılığımız için gerekli olanlardır, tıpkı zihinsel esneklik, çok perspektifli bir bakış açışı ve iyimser bir dünya görüşü gibi.
Rezilyansa giden yolda sevgi dolu, koruyan, kollayan, destek veren bir aile ve çevre vardır. Sevgi ve güvene dayalı ilişkiler psikolojik dayanıklılık için rol model oluşturup yılmama becerisini besler. İçine doğup büyüdüğümüz aile ve çevre bilişsel ve duygusal becerilerimizin hangi yönde gelişeceğine önemli etkiler oluşturur. Duygusal zekâmız, hoşgörü, sabır ve kabulü ne seviyede hayatımıza katacağımızı belirler. Böyle bir yakın çevrenin yanısıra gerçekçi planlar yapabilmek ve bu hedeflere ulaşmak için planlara uymak; kendisi ile ilgili olumlu bir bakış ve kişinin kendi gücüne, becerilerine inancı; iyi iletişim ve problem çözme, şiddetli duyguları ve dürtüleri yönetebilme psikolojik dayanıklılığa giden yolun mihenk taşlarıdır.
Psikolojik dayanaklığı geliştirmek için herkes kendi yolculuğunu yapar. Hepimiz travmatik bir durumu aynı derinlikte algılamaz ve aynı tepkileri vermeyiz. Kültürel farklılıklar, iletişim tercihleri, aile yapısı ve sosyal çevre bu yolculukta belirleyici farklılıklardır. Hepimizin yolculuğu benzersizdir.
Peki, psikolojik dayanıklılık kazanmak istiyorsak, neler yapmalıyız? Aşağıdaki yol haritasının yardımı olacaktır:
- İlişkilerinizi güçlendirin.
Aile fertlerinizi, arkadaşlarınızı, iş arkadaşlarınızı, komşularınızı, kısacası çevrenizdeki insanları önemseyin. Size destek vermek isteyenlerden yardım ve destek almaktan çekinmeyin. Onların desteğini almak, sizi dinleyenlerin olduğunu bilmek sizde de psikolojik dayanıklılığı besleyecektir.
- Kabul gösterin.
Durumu ve duruma ait duygularınızı kabullenin. Olan olmuştur. Çerçeveyi değiştiremeyeceğinize göre, bu çerçeve içinde olabilecek optimum çözüme odaklanın.
- Gönüllü olun.
Gönüllülük, başkalarının zorluklarında yanlarında olmak, onların yaralarını sarmak, genel yaşamla ilgili ümidi besleyecek, başkalarının yardıma ihtiyaç duyduklarında yanında olmak yardım eden kişiyi de zenginleştirecektir.
- Çözüm odaklı olun, kurban rolüne bürünmeyin.
Krizleri, zorluları aşılamaz, üstesinden gelinemez olarak tanımlamayın. Yaşamdaki zorlukları değiştiremezsiniz, siz üstünüze düşenleri yaptıktan sonra olacakların önüne geçemezsiniz, ama durumu nasıl algılayacağınızı ve ne tepki vereceğinizi seçebilirsiniz. O andaki zorlu durumun bir süre sonra bir nebze de olsa daha iyiye gideceğini görün. Zorlukları yaşarken, böyle durumlarda eskiye oranla daha iyi hissetmekte olduğunuzun farkına varın.
- Değişimin hayatın doğal bir parçası olduğunu kabul edin.
Değişen zaman ve ihtiyaçlar karşısında önceden koyduğunuz hedefler farklılaşabilir. Değiştirmenizin mümkün olmadığı koşulları kabul edip değiştirebileceklerinize odaklanmak doğru olacaktır.
- Hedeflerinize ilerleyin.
Kendinize gerçekçi hedefler koyun. Düzenli olarak küçük adımlarla hedeflerinize doğru yürüyün. Erişilmesi imkânsız görünen durumlara odaklanmak yerine, her gün sizi hedeflerinize yaklaştıracak küçük adınlar atın.
- Karar verip eyleme geçin.
Olumsuz durumlarda elinizden geleni yapın. Olumsuzlukların düzelmesini beklemek yerine, kararlı olun harekete geçin.
- Kendinizi keşfetmek için fırsatları değerlendirin.
Zorlukları yaşarken kendinizde daha önceden tanımadığınız birtakım özellikler keşfedeceksiniz. Rol modeller edinin. Hayatın zorluklarından geçmiş ama yılmamış kişilere bakarsanız, ilişkilerinin daha olumlu olduğunu, özdeğerlerinin öncesine göre daha yüksek olduğunu, manevi değerleri daha çok önemsediklerini, daha dayanıklı olduklarını, hayatın kıymetinin farkında olduklarını görürsünüz.
- Olumlu yönlerinizi besleyin.
Problem çözme becerilerinizi ve psikolojik dayanıklılığınızı geliştirmeye yardımcı olacak özelliklerinize olan inancınızı güçlendirin.
- Bakış açınızı koruyun.
Çok zor olaylarla karşılaşsanız bile, durumu daha geniş bir perspektifte algılayın. Olay anına değil ileriye, uzun vadeli bir bakış açısına odaklanın. Olayları dramatize etmeyin.
- Kendinize iyi bakın.
İhtiyaçlarınızı ve duygularınızı göz ardı etmeyin. Keyif aldığınız, rahatladığınız aktiviteler hayatınızda mutlak yer alsın. Düzenli egzersiz yapın. Kendinize iyi bakmak psikolojik dayanıklılığınızın devreye girmesi gereken durumlarda sizi daha güçlü kılacaktır.
- Psikolojik dayanıklılığınızı güçlendirecek destekleyici yolların yardımı olacaktır.
Bazıları yaşadıkları travmalara ya da yoğun stresli olaylara ait en derin duygu ve düşüncelerini yazar. Meditasyon, maneviyat ve inanç psikolojik dayanıklılığınızı güçlendirmede yardımcı olacaktır.
- Geçmişten öğrenin
Yaşadıklarınıza dayanıklılığınızın, gücünüzün kaynaklarına odaklanmak kendi dayanıklılığınızı oluşturmak için hangi stratejileri kullanmanız gerektiğini görmenizi sağlayacaktır. Aşağıdaki sorulara vereceğiniz cevaplar zor durumlarda kendinizi ve tepkilerinizi daha iyi tanımanızı sağlayacaktır.
- Bugüne kadar ne tür olaylar sizi en çok sıkıntıya soktu?
- Bu olaylar sizi nasıl etkiledi?
- Hayatınızın zorlu süreçlerinde sizin için değerli olan insanları düşünmek kendinizi iyi hissetmenize yardımcı oldu mu?
- Travmatik bir deneyimden geçerken destek için kimi aradınız?
- Zorlu zamanlarda kendiniz ve başkaları ile olan ilişkiniz hakkında neler öğrendiniz?
- Benzer bir deneyimden geçen birisine destek olmak kendinizi daha iyi hissetmenizi sağladı mı?
- Hayatınızdaki engelleri aşabildiniz mi? Aşabildiyseniz, bunu nasıl başardınız?
- Gelecekle ilgili ümidinizin yükselmesini ne sağladı?
- Esnek Olun
Rijidite kaçınılmaz biçimde hayatın bir gün sizi kırmasına sebep olur. Hayatın devingenliğine uyum sağlayabilmek için esnek olmalısınız. Psikolojik dayanıklılık hayat olaylarıyla ve travmatik deneyimlerle baş ederken esnekliğe ve hayat dengesine ihtiyaç duyacaktır.
- Güçlü duygularınızı tanıyın ki, gerektiğinde işlevselliğinizi devam ettirebilmek için bu duygularınızı yönetebilin.
- Sorunlarınızla başa çıkmak ve günlük yaşamın taleplerini karşılamak için harekete geçin.
- Yeri geldiğinde dinlenmek ve tekrar şarj olmak için birkaç adım geri çekilin.
- Destek almak, içinizi beslemek ve cesaretinizi tekrar tekrar toplamak için sevdiklerinizle zaman geçirin.
- Başkalarına ve kendinize güvenin.
Psikolojik dayanıklılığınızı inşa ederken ihtiyaç duyduğunuz desteği almak çok önemlidir. Bu konuda aileniz ve dostlarınızın dışında desteğe ihtiyaç duyuyorsanız, bir profesyonelden destek alın. Bir terapist ile böyle zorlu dönemlerde birlikte yürümek sıkıntılı süreci en az zararla geçirmenizi, kendinize uygun baş etme tekniklerini öğrenip doğru uygulama konusunda ciddi bilgi sahibi olmanızı sağlayacaktır.
Yaşam iniş çıkışlı bir yolculuk, yumuşak dönüşleri, sakin inişleri olduğu gibi, keskin köşeleri ve zorlu çıkışlara da sahip. Yaşadıklarımız bizi etkiler, şekillendirir. Eğer öğrenirsek, geliştirir. Öğrenmek allahaısmarladık deyip gidene kadar devam eden bir süreç. Zorlu deneyimlerden sonra vazgeçmeyin, yaşam yolculuğunuza devam edin.
Unutmayın, yaşanan her zorluktan sonraki rezilyans sizi bilgeliğe bir adım daha yaklaştıracaktır.
Dr.phil. R. Meltem KAVCAR SIRMALI
18 Haziran 2019