1980’lerin başlarında ortaya atılmış bir tanım olan Fırlatma Hatası da denilen Peter Pan Sendromu, erişkinlik yaşına ulaşmış olmalarına rağmen erişkinliğe geçiş yapamama olgusudur. Peter Pan Sendromu elbette ki klinik bir tanı değildir, ancak büyümeye direnen erişkinleri tanımlamak için esprili bir ifadedir.
Çocukların en geç öğrenimlerini bitirdikten sonra gerçek hayata geçerek kendi ayakları üstünde durmaları, çalışmaları ve kazandıkları para ile kendi yaşamlarını kurmaları sağlıklı bir gelişimin beklentisidir. Ancak büyümeyi reddeden bu erişkinler, yetişkin sorumluluklarını üstlenmeye ve büyümenin getirdiği sosyal normları benimsemeye inatla direnirler.
- Son yıllarda gittikçe artan bu kişiler hayatlarındaki olumsuzluklar için hep başkalarını sorumlu tutarlar.
- Genel olarak kronik bir işsizlik sıkıntıları vardır. İş aramayı reddederler. Ya da kapasitelerine göre düşük işlerde çalışırlar ki, bu çalışmaları da uzun soluklu olmaz. İşe düzenli gitmeme ve uygunsuz davranışlar nedeniyle sıklıkla işten atılırlar, ama sebep haksızlık yapan müdürlerdir.
- Evi paylaştıkları kişiler ile üstlenmeleri gereken sorumlulukları üstlenmezler. Ana-baba evinde yaşıyorlarsa, hiçbir işin ucundan tutmazlar. Eğer evlenip çocuk sahibi oldularsa, çalışan eşlerine hiçbir şekilde destek vermez, ev işlerine yardım etmezler. Çocuklara bakmak yerine kahveye giderler, oyun oynarlar, televizyon seyrederler ya da yatar uyurlar.
- Maddi sorumluluklarını yerine getirmek yerine bu sorumluluğu başkalarının üstlenmesini beklerler. Harçlıklarını çıkartmak için yapabilecekleri küçük işlerden başlayıp tutarlı bir iş hayatına varan süreçte hiç katılım göstermezler. Tüm mali sorumluluğu başkalarının omuzlarına bırakırlar.
- Fırlatma Hatası: Peter Pan Sendromundan mustarip kişiler tıpkı bir fırlatma rampasındaki füzenin hata verip fırlatılamamasında olduğu gibi erişkin yaşamın gerekliliklerini yerine getirmek ve kendilerine bir hayat kurmak yerine ailelerinin evinde sanki ergenlik dönemindeki yaz tatilindeymişçesine bir hayat sürdürmeyi tercih ederler. “Sistem bir türlü başlatılamaz, roket rampadan fırlatılamaz, öylece orada kalır.”
Büyümeyi reddeden kadınlar da var elbette, ama genel olarak yetişkin sorumluluğunu reddeden erişkin erkeklerden bahseder bu Peter Pan Sendromu. Büyümeyi reddeden erkeklerin bu davranışını besleyen ve eşlerine annelik yapan kadınlar da bu sıkıntıyı besleyip büyüterek bu erkeklerin erişkin sorumluluklarını almamaları için çok uygun bir ortam hazırlarlar.
Peki, bu sıkıntının sebepleri nelerdir?
- Toplumsal Cinsiyet Rolleri
Kadınlar genelde büyürken evdeki sorumlulukların uygun olanlarını üstlenir, sosyalleşmenin bir parçası olurlar. Erişkin olduklarında da evi çekip çevirmek, organizasyonları yapmak ve çocuklarına bakmakla meşgul olduklarından büyümeye direnme gibi bir seçenekleri olmaz kolay kolay. Aslında bu hemen her işi halledebilen kadınlar sayesinde erkekler erişkinleşmeye ihtiyaç da duymazlar. Büyürken annelerinin erkek çocuklardan beklentileri kız çocuklardan beklentilerinden çok farklı ve çok azdır. Suyunu bile kendisi almadan büyüyen birçok erkek olduğu bir gizem değildir.
- Kaygılar
Erişkinlik birçok zorluğu ve sırtlanmamız gereken birçok sorumluluğu içinde barındırır. Kişinin iş bulma, para kazanma ve toplumun beklediği diğer sorumluluklara ait başarı ölçütlerini karşılayabilme konusunda kaygı hissetmesi çok yaygındır. Bu kaygılar eğer ortam müsaitse, işleri hemen halleden bir anne-baba ya da eş varsa, bazı (bazı mı birçok mu tartışılır) kişilerde büyümeyi reddetmeyi getirebilir.
- Yalnızlık
Bu kişiler bireyleşmenin getirdiği yalnızlıktan korkarlar. Bu yalnızlık hissini yaşamamak için onları sarıp sarmalayan bir ebeveyn ya da partnere ulaşmak için büyümeyi ret edebilirler.
- Bağlanma Korkusu
Bu kişilerin ilişkileri genellikle istikrarsızdır. Partnerlerinin beklentileri yükseldikçe bunu bir meydan okuma olarak görür ve alanı terk ederler. Bazen de hayattan henüz beklentileri netleşmemiş gençlerden seçerler partnerlerini ki kendilerinden yüksek bir beklenti oluşmasın.
- Helikopter Ebeveynler
Y kuşağı ile çok kullanılmaya başlayan şu helikopter ebeveynler aşırı korumacı tavırları ile çocuklarını kendilerine bağımlı kıldılar. Gak deyince su, guk deyince et gelince bu çocuklar erişkinliğin gerektirdiği becerileri geliştirmeye fırsat bile bulamadılar, hiç ihtiyaçları olmadı bu becerilere.
Peki, nasıl çözeceğiz bu problemi?
Büyümemek için direnen kişiler sıklıkla yakın çevrelerine zarar verirler. Ebeveyn ya da eş tüm sorumlulukları üstlenmekten bunalır ve yorulur doğal olarak. Peter Pan’ların taşımadıkları sorumlulukları üstlenmek aileleri mali olarak uçuruma sürükleyebilir. Maalesef örnekleri çoktur hemen her şeylerini bu nedenle kaybeden aileler.
Peter Pan’lar genellikle problemin kendilerinde olduğunu görmezler. Bu nedenle de profesyonel destek almazlar. Aileler ve eşler yaptıkları yanlışlardan vazgeçip kendi Peter Pan’larına sınır çizmeli ve bu kişilerin silkelenip yardım almayı düşünmeleri için yol açmalıdırlar.
Böyle bir durumda tüm aileye destek olacak aile danışmanlığı veya çift terapisi tüm bireylerin o andaki dinamiği anlamasını sağlayacaktır. Her aile bireyi o dinamiğe katkısını görecek, üstünde çalışacak ve daha dengeli bir ilişki oluşturacaktır.
Bireysel terapide ise kişi büyümek konusundaki isteksizliğini anlamada, varsa altta yatan travmaları ile mücadelesinde ve erişkinliğe geçiş için gerekli olan planı oluşturmada profesyonel destek alacaktır. Bir iş bulmak, sağlıklı ilişkiler kurmak ve bağımsız olmak kişiye korkunç büyük görevler olarak gelebilir. Doğru terapist bu görevleri yönetilebilir etaplara ayırarak Peter Pan’ın istikrarlı bir biçimde iyileşmesine yardımcı olacaktır.
Siz siz olun çocuğunuzu büyütürken ona zamanı gelen her sorumluluğu verin. Bu okul öncesinde kendi yemeğini yemek, kendisi giyinmek ve soyunmak, oyuncaklarını toplamak, ilkokul 1.sınıf ile her sabah yatağını toplamak, zamanında hazır olmak, ödevlerini kendisinin yapması, sonraki senelerde sabahları kendi başına saat kurup uyanmak, ilkokulda günlük, ortaokul ve lisede haftalık, üniversitede aylık harçlıklarını doğru kullanmak, para biriktirmek ile başlar, üniversite ile harçlıklarının büyük kısmını kendileri kazanmayı öğrenmek ile devam eder gider.
Sorunlarını çözebilmesine imkân verin çocuklarınıza. Sorduğunda cevaplayın, yöntemleri düşünmesine yardımcı olun, ama onun yerine sorunları çözmeyin. Küçücükken koşarken sehpaya çarptığında, sehpayı dövmeyin.
Çocuklarınız yorulmasın, üzülmesin diye onlar yerine devreye girmeniz onlara iyilik yapmak demek değildir.
Sizin ebeveyn olarak vazifeniz, kendi ayakları üzerinde durabilen sağlıklı bir erişkin olarak yetiştirmektir çocuğunuzu, o her zorlandığında devreye girmek değil.
Çocuğunuza iyilik yapmak istiyorsanız, onun büyümesine izin verin.
Dr.phil. R. Meltem KAVCAR SIRMALI
9 Temmuz 2019