İlişkiler & Bağlanma

Bağlanma stillerinizin çocuklukta nasıl oluştuğunu ve bunların sizi erişkinlikte nasıl etkilediğini geçtiğimiz haftalarda konuşmuştuk.

Bu hafta da bağlanma stillerimizin ikili ilişkilerinizi nasıl etkilediğini konuşalım istedim.

Büyürken sağlıklı bir bağlanma oluşturamadıysanız erişkinleşme sürecinde hayat herkese sağlıklı bağlanabilmeyi öğrenebileceği bir şans verir. Sağlıksız bağlanma biçimlerinden geliyorsanız bu dönemde farkındalık oluşturup kendinize, sevdiklerinize, hayata karşı sağlıklı bir bağlanma biçimi geliştirebilirsiniz.

Erişkinleşme dönemi ile ikili ilişkiler önem kazanır yaşamda. Birçok kişi ilişkinin başlarında kendisini son derece güvende hisseder. İlişkinizin ciddi bir ilişki olduğunu düşündüğünüzde partnerinizde huzur ve güven bulursunuz. Sağlıklı, sevgi dolu bir ilişkide kendinizi partnerinizin yanında güvende hisseder, karşılıklı olarak birbirinizden beslenir ve “biz”in harika olduğunu bilirsiniz. Başlardaki cicim ayları her çift için harikadır. Esas ilişki ise cicim aylarının hemen bitiminde başlar. Hayat olayları önünüze geldikçe tanımaya başlarsınız birbirinizi. İşte tam da burada devreye girer bağlanma stillerinizin yansımaları.

Bağlanma stiliniz kendini sevgiyle dolu cicim aylarında değil kriz esnasında gösterir. Aranızdaki fikir ayrılıklarını, çatışmaları yönetme biçiminiz birbirinizle nasıl bir ilişki içinde olacağınızı belirler. İşte bu çatışma anları çocukluktan gelen bağlanma stilinizi mi yoksa erişkinliğe geçerken oluşturduğunuz mu kullanacağınıza bağlı olarak sizi, ilişkinizi belirler.

Çocukken içine doğup büyüdüğünüz ailenizin davranış kalıpları neticesinde oluşan bağlanma stili eğer erişkinleşme sürecinde bir farklılık oluşturamadıysanız tüm yaşamınızdaki ilişkileri etkiler.

Eğer güvenli bağlanabildiyseniz çocukluğunuzda, empatik, bireysel ve sosyal sınırları doğru çizilmiş, anlamlı ilişkileri olan bir genç ve erişkin olursunuz. Her iki partner de hayatta kendini güvende hissediyorsa, keyifli, açık, gerçek bir ilişki yaşar. Tensel temas her iki partner için de keyiflidir. Güvenli bağlanma stili olan partnerler ortak bir gelecek planlayabilirler. Bu ortak yaşam içindeki “biz”i sağlıklı bir şekilde oluşturan bu tarz çiftler, ilişkilerinde kendi alanlarını koruyarak “ben” olmayı unutmadan, bireysel ilişkilerini de sağlıklı bir şekilde oluştururlar.

\"\"Güvensiz kaçınan bir bağlanma stilinde büyüdüyseniz, eleştirel, rijit ve mesafeli bir genç ve yetişkin olursunuz. Esnek olmadığınız gibi yakın ilişkilere de açık değilsinizdir. Kimseye güvenemezsiniz. Bu tarz bağlanma stili olan partnerler için tensel temas risk teşkil eder. İlişkilerinde korku faktörü hakimdir. Hem birbirlerinden hem de yara almaktan korkarlar. Kendilerini savunmasız, çıplak hissederler. Kendilerini savunma konusunda başarılı değillerdir. Agresif ve kontrolcü davranışlar karşısında geri çekilir ve kendilerini suçlarlar. Partnerlerinin karar mercii olmasına izin vererek çatışmadan kaçınırlar. İlişkide istek ve ihtiyaçlarını ifade etmekten kuvvetle kaçınırlar. Duygularını baskılar ve ilişki içinde kendilerini yalnız hissederler.

Güvensiz kaygılı bir bağlanma stilinde büyüdüyseniz kaygılı ve kendine güvenmeyen bir genç ve erişkin olursunuz. Ne yapacağınızı tahmin etmek kolay değildir. Kontrol etmeyi istersiniz. Çatışmada karşınızdakini suçlayıp çatışılan konuda sorumluluk almazsınız. Çevreniz tarafından güvenilmez olarak tanımlanırsınız. İkili ilişkilerde kaygı ve güvensizlik önemli rol oynar. Kara kaplı defteriniz vardır. Kısasa kısas ilişkinizin önemli bir tanımıdır. Partnerinizi düzeltmek, davranışlarını hatta düşüncelerini bile kontrol etmek istersiniz. Kim ile neden ve nasıl konuştuğundan tutun da ne aldığına, boş zamanlarında ne yaptığına kadar her şeye karışırsınız.

Düzensiz, dağınık bağlanma stilinde büyüdüyseniz, kaygı seviyesi yüksek, duyarsız, karmaşık ve kolay patlayabilen bir genç ve erişkin olmuşsunuzdur. Maalesef ilişkilerinizde partnerinize kötü ve hoyrat davranırsınız. Aslında birçok alanda yardıma ihtiyacınız olmasına rağmen kimseye güvenmezsiniz. Önceden yaşamış olduğunuz travmaların etkileri halen devam etmektedir. Geçmişte yaşanmış olan kayıpların yasları da halen sürmektedir. İlişkilerinizde duygusal yakınlığa tahammül edemezsiniz. İkili ilişkilerde talepkârsınızdır. Bu kişilerin ilişkileri inişli çıkışlıdır, denge ve sükûnet yoktur. Kırgınlıklar çok yoğundur.

Her iki partnerin de güvenli bağlanma stilinden geldiği ilişkiler bulmak elbette ki kolay değildir, hele de günümüzde bu kadar çok ayrılık ve boşanma yaşanırken. Bu tarz ilişkilerde ebeveynler sağlıklı bir ayrılık yaşamayı pek de başaramadıkları için, bu çocukların ilişkileri sıklıkla acı, öfke ve üzüntüyle eşleşir. Bu nedenle de bu çocuklar ilişkilerine uzun vadede olumsuz etkileri olacak ciddi bir güvensizlikle başlarlar.

Çocukluktaki bağlanma stilinizi siz seçmiyorsunuz, ebeveyninizin davranış kalıpları neticesinde oluşuyor. Bağlanma stilinizin sıkıntılı olduğunun farkına varmak her zaman kolay değildir. Mevzuu kendinizle yüzleşebilme cesareti gösterebilmektir.

Kendinizi güvende hissetmiyorsanız, bu sizin seçiminiz değildir. Siz sadece şu an ve sonrasından sorumlusunuz. Şu an ve sonrasına odaklanın. Erken çocukluk döneminde ebeveyniniz ile ilişkiniz erişkinlik yaşantınızın haritasını oluşturur. Bu haritayı erişkinleşme döneminizde yeniden oluşturmanız mümkündür. Bu harita sizin kendinizle, partnerinizle, çevrenizle ve hayatla ilişkinizi belirler. Hangi bağlanma stili ile büyüdüğünüzü çatışmaları nasıl yönettiğinize bakarak tespit edebilirsiniz.

Unutmayın, destek almaya ve değişmeye karar vermek sadece sizin elimizde. Herkes güvende ve mutlu olmayı hakkediyor. Bu hakkı kullanın.

Dr.phil. R. Meltem KAVCAR SIRMALI

22 Ekim 2019