Zordur Türkiye’de kadın olmak. Kendi hayatı hakkında söz sahibi olmamaktır Türkiye’de kadın olmak. Kırsalda ayrı zordur, kentte ayrı zordur kadın olmak.
Daha doğarken başlar kadın olmanın zorlukları. Ülkemizin büyük bir bölümünde, özellikle kırsalda kız çocuk sahibi olmak utanılacak bir durumdur. Erkek çocuk doğuramadığı için üstüne kuma getirilen çok kadın var ülkemizde, ya da erkek çocuk doğurması için sesli, sessiz, şiddet içeren baskılar ile doğurmaya zorlanan. Kız olduğu için okula gönderilmeyen, küçücük yaşta başlık parası karşılığı evlendirilen, berdel verilen, ailesinin seçtiği değil de sevdiği ile evlenmek istediği için öldürülen, her türlü şiddete maruz kalan, kadın olduğu için yapabileceklerinin sadece ev işleri ve çocuk doğurup beslemek olduğu beklenen.
Kentlerde biraz daha farklıdır kadın olmanın zorlukları. Büyük kentlerde de zordur kadının hayatı Türkiye’de. Kentlerde de kadınlar evlerinin dışına çıkarılmamak için büyük baskılar görürler sessiz, hatta kendilerini baskılarlar.
Her 8 Mart’ta hepimiz konuşuyoruz. Peki kaçımız elimizi taşın altına koyuyoruz?
Sadece Şubat 2018’de 47 kadın öldürüldü.
2017’de 409 kadın öldürüldü.
Bu kadınların % 21’i kendi hayatına dair karar almak istediği için öldürüldü, boşanmak isteyen, arkadaşlık teklifini kabul etmeyen, hatta yemeğe salça koyduğu için öldürülenlerin yanında.
Peki, kimler mi öldürdü?
%33 tespit edilemeyenler dışında kalan %77 erkekler tarafından, kocaları, erkek arkadaşları, boşandıkları eşleri, babaları, ağabeyleri, oğulları tarafından öldürüldüler.
Kutlu olsun 8 Mart…